Amıma Yapılan Ağdayla Başlayan Lezbiyenliğim! (28) (Selin 22 Y., Ankara)
Kahvaltımız
bitmiş tepsiyi kenara koymuştuk. Çırılçıplak sohbet
ediyorduk yatakta. Gürsel'e yaz aylarında Fransa'ya dil kursuna gittiğimizden
bahsettim. O da bana Miami'de yaşadıklarından bahsetti. Hatta
bir karar bile aldık, hep birlikte Miami'ye bir süre gideceğiz, sonra
biz Fransa'ya dil kursumuza gidecektik. Ne olduysa bir suskunluk oldu ve
dudaklarımız yine birleşti. Yine ağır ağır
keyfini çıkararak öpüşüyorduk. Her öpüşmemizde biraz daha
sokuluyorduk birbirimize. Bir hamlede altındaydım şimdi.
Hırslı bir öpüşmeden sonra duraksadı ve yanıma
yattı. Parmaklarının ucuyla tenimi okşadı. İçimin
ürpermesine sebep olmuştu. Amımı avuçladı ve
bıraktı. Sonra kendi amını avuçladı. Sonra yine üstüme
çıktı. Saçları göğüslerime değiyor beni gıdıklıyordu.
Ağırlığını bana vererek öpüştü.
Sonra ben
onu usulca altıma aldım. Bacağını araladım,
göbeğini okşadım, amına dokunmadan bacaklarını
okşadım. Sonra aynı yolu dudaklarımla aldım. Öpücükler
kondurdum. İyice aşağıya süzüldüm ve amının
dudakları ile oynamaya başladım. Ufak dil darbeleri
atıyordum, o ise derin derin nefes alıyordu. Sağ eli ile sol
göğsünü sıkıp bırakıyor, beni izliyordu. Ben de onun
amını dillerken ona bakıyordum. Bacaklarını
ayırıp amını emmeye devam ettim. Çabuk suyu geldi,
ıslak ıslak emmek daha zevkli oluyordu. Bir müddet ben emdikten sonra
yer değiştirdik, şimdi o benim amımı yalıyordu.
Ama Gürsel yalarken parmaklamayı seviyordu ve bu bana daha fazla zevk
veriyordu. Yalama faslı bitince yukarı çıkıp uzun
öpüştü benimle.
Bir hamle
ile bu sefer ben onu altıma almıştım ve öpüşmeye devam
ediyordum. Sonra bacaklarını biraz kaldırdım ve açtım,
amını amıma sürtmeye başladım. Gürsel bunu ilk defa
denediğini, çok güzel olduğunu söyledi. Ona, "Ying-Yang topu var
mı?" dedim. "Var, bodrumda, dolapta!" dedi. Hemen
kalktım koşa koşa aşağıya indim ve dolaptan Ying-Yang
toplarını alıp geldim. Bu topların özelliği vajinaya
yerleştirilmesi ve ayrı bir zevk vermesi. İkişer tane
yerleştirdim ve yine aynı şekilde sürtmeye başladım.
Bu sefer ikimiz de çığlıklarımıza hakim
olamıyorduk. Müthiş bir zevkti. Resmen başım dönüyordu. 4-5
dakika sonra, önce Gürsel, sonra ben, sarsılarak hatta titreyerek
boşaldık. Öylece Gürsel'in üzerine yattım kaldım.
İkimiz de soluk soluğaydık ve konuşamıyorduk.
Bir müddet
sonra Gürsel benim saçlarımı okşamaya başladı. Ben de
göğüslerinin arasındaki kafamı kıpırdatmadım.
Ona, "Karabiberim, senin tenine hastayım!" dedim. Karabiberim
demem hoşuna gitmişti. Epey bir süre sarılarak yattıktan
sonra kalktık. Ama öyle bitkindim, öyle yorgundum ki, ayağa zor kalktım.
Duşa girdim. Ne olduğunu anlayamadan gözlerim karardı ve
başım döndü. Gürsel beni tutmuştu ve ben gerisini
hatırlamıyordum.
Gözümü
hastanede açtım. Yorgunluktan ve düzensiz beslenmeden tansiyonum
düştüğünü ve en az iki gün yataktan kalkmamam gerektiğini
söylediler. Aylin, "Ailene haber vereyim mi?" diye sordu, ben de
olmaz dedim. Aylin, tüm derslerini verdiği için Türkiye'ye gitmesi
gerekiyordu. "Kalayım!" dedi, ama bu sefer ailesine ne
diyecekti, onun için ona, "Git!" dedim. Gürsel ve Emete, "Biz
ilgileniriz!" dediler. Sonra Emete, "Benim kız kardeşim
var, sağlık lisesinde okuyor, o sana bakar!" dedi. Sevindim.
Emete kız kardeşine haber verdi. Kız kardeşi de hastaneye
geldi ve beraber çıktık, benim eve geçtik.
Kız
kardeşinin ismi Çiçek'ti ve hakkaten çiçek gibi kızdı. 16-17
yaşlarında, sarışın, lüle saçlı, buğday
tenli, yeşil gözlü bir kızdı. Ona, gece kalmasına gerek
olmadığını söylesem de, "Sorun değil kalırım
abla!" dedi. Beni yatağıma
yatırdılar, birkaç saat kaldıktan sonra kızlar gitti,
Çiçek'le kaldık. Havadan sudan sohbet ettik. Bu arada Gürsel bize yemek
gönderdi, onu yedik. Çiçek'e duş almak istediğimi söyledim. Ama
kalkınca yine sendeledim. "Abla ben yardım edeyim
istersen?" dedi. Ben kabul etmedim, "Toparlanınca girerim..."
dedim. Biraz yattım uyudum.
Uyandığımda
Emete gelmişti, ilaçları ve biraz da yiyecek getirmişti. Abla
kardeş yemek yaptılar, yedik. İlaçlarımı içtim. Bir
müddet sonra Çiçek elinde iğne ile geldi, "Dön abla, iğneni
yapayım!" dedi. "Ne iğnesi ya?" dedim. Doktor
yazmış, sabah akşam iğne, bir hafta boyunca. Biraz önce
duşa kızın yanında çıplak girmeye tereddüt eden ben,
şimdi götümü gösterecektim. Bunu anlayan Çiçek, "Abla utanmana gerek
yok!" dedi. "Tamam!" dedim. İğneyi gerçekten
hissettirmeden yaptı. Emete'nin kulağına, "Valla straponlu
olsa incitmeden siker!" dedim, gülüştük.
Gece olunca
Emete gitti, Çiçek'le kaldık. Çiçek bana, "Aylin abla nerde
yatıyor?" dedi. Ben de, "Yer yatağında
yatıyor." dedim, ne diyeyim, beraber yatıyoruz diyemedim. Yer
yatağının olduğu yeri gösterdim. Kapağı
açınca dolabın kenarındaki straponları görmüştü Çiçek,
ama bir şey demeden yer yatağını aldı. Bana, "Valla
iyi bir insan Aylin abla, sen iki kişilik yatakta gerine gerine
yatacaksın, o yer yatağında yatacak!" dedi. "Yok
canım o yer yatağını seviyor, yoksa iki tane tek
kişilik yatak alırdık!" dedim. Çiçek, "Valla ben
sevmem yer yatağını!" dedi. Anlaşılmıştı
mesele, "İstersen yanıma gel yat, beraber yatarız!"
dedim.
Çiçek düşünmeden,
bu teklifimi bekliyormuş gibi, "Tamam!" dedi, sonra, "Ya
abla, ben yatacak kıyafet getirmedim, seninkilerden giysem olur mu?"
dedi. "Olur!" dedim, ama çekmecelerden seks oyuncaklarının
olduğu yerde pijamalarım vardı, o çekmeceyi söyleyemedim,
diğer çekmecede seksi iç çamaşırlarımın olduğu
yerden söylemek zorunda kaldım. Epey bir karıştırdı
baktı. "Abla bunları neden giyiyorsun ki, giyme daha iyi, varla
yok arası!" dedi, güldük. Ona bir tane şort bir de
askılı gecelik ayarladım. Giyinmesi için arkamı döndüm
giyindi. Benden zayıf olduğundan bol duruyordu.
Askılının yanından ufak pembe uçlu göğüsleri görünüyordu.
Kalkmak
istedim, "Kalkma abla!" dedi. "Kızım çişim var,
nasıl kalkmayayım?" dedim. Koluma girdi, WC'ye kadar götürdü
çıktı. Ben çişimi yaptım. Gelmişken duş
alayım dedim. Suyu açtım. Bu sırada Çiçek seslendi, "Abla
iç çamaşırınla gir de, ben de yanında olayım,
düşersin!" dedi. Haklıydı, "Tamam!" dedim,
gelmesini söyledim. İç çamaşırımla yıkanıyordum,
o da klozete oturmuş bana bakıyordu. İç
çamaşırımın beyaz olması sebebi ile her tarafım
zaten gözüküyordu, bunu biliyordum. Duş alınca kendimi daha bir iyi
hissettim. Bornozumu üzerime geçirip çamaşırlarımı
çıkardım. Çekmeceden tek parça bir gecelik geçirdim üzerime,
başka bir şey giymedim. Yatağa geçtim. Çiçek ayakta duruyordu, "Gel
kızım gir sen de yatağa!" dedim. O da yanıma
yattı. Derin bir uykuya dalmıştık.
Gece inleme
ile uyandım, Çiçek kabus görüyordu. Uyandırdım, bir su içmesini
söyledim. "Anlatabilirsin rüyanı?" dedim. "Yok abla!"
dedi. Uyuduk. Sabah oldu, kalktık kahvaltımızı yaptık,
ilacımı içtim. İğne saati gelmişti, ben geceliği
sıyırınca, Çiçek, "Abla donsuz mu yattın sen?"
dedi. Ben de, "Öyle yatarım, daha rahat oluyor!" dedim. İğneyi
yaptı, sonra, "Abla, müsadenle ben de bir duş alabilir miyim?"
dedi. "Tabiki!" dedim. O duşa girdi, ben de giyindim. Çiçek
duşunu aldıktan sonra üzerine havlu sardı geldi. Yatağa
oturdu.
Sanki bir
şey soracakmış gibi bana baktı. Sonra, "Abla, erkek
arkadaşın var mı?" dedi. "Yok, ayrıldık!"
dedim. "Neden ayrıldınız, o da mı birşeyler
istedi?" dedi. Anlamıştım derdini, ben de ona oyun oynamaya
karar verdim. "Yok, o isteklerini yapıyordum zaten, ben
sıkıldım ayrıldım!" dedim. Çiçek gözlerini fal
taşı gibi açtı, "Biliyor musun yani nasıl olduğunu?"
dedi. "Biliyorum herhalde!" dedim. Alt dudağını
ısırdı, bir soru soracak, ama soramayacak gibi. Sonra, "Peki
nasıl oluyor?" dedi. Ben de, "Hiç pørnø film seyretmedin mi,
ordaki gibi oluyor!" dedim. Bu sırada elim bacaklarına
gitmişti, "Kızım ne kadar kuru bunlar, dur yağ sürelim!"
dedim ve çekmecemden yağ aldım.
Sırt
üstü yatırdım ve hem sohbet ediyor, hem de bacaklarını
yağlıyordum. Baktım Çiçek bu dokunuşlarımla bile
mayışmıştı. Cinsellikle ilgili bir sürü şey
anlatıyordum tahrik edici. Bu sırada havlunun bir ucu hafif
kaymış, göğsü görünüyordu. "Kremleyelim mi orayı da?"
dedim, kafa salladı. Artık o minik göğüslerini okşuyordum
ve buna izin veriyordu. Konuşurken, "Abla, ben hiç öpüşmedim,
öğretsene!" dedi. Yanına uzandım ve biraz kenara
kaymasını söyledim. Kayarken havlu büsbütün vücudundan
ayrılmış, tüysüz şeftalisi de ortaya
çıkmıştı. Dudağına ufaktan öpücüklere
başladım. Nasıl öpüleceğini gösteriyordum. Ya kız
hızlı öğreniyordu, yada zaten biliyordu ve benimle kafa
buluyordu.
Eğildim,
biraz önce yağladığım göğüsleri öptüm ve "Bak
biraz sonra yapacaklarımız aramızda sır kalacak, tamam
mı?" dedim. Çiçek kafa salladı. Göğüslerini yine öptüm,
ellerim pürüssüz teninde geziyordu. Bacaklarını kalçalarını
okşuyordum. Dudaklarım dudakları ile birleştiğinde,
elim amına gitmişti bile. Sırılsıklam olmuş
amını okşarken, o da bir elini sutyenimin üzerine koymuştu.
Okşamıyor öyle tutuyordu. Sutyenimden göğsümü
sıyırdım ve yeniden tutturdum. Yavaş yavaş korkarak
okşadı. Ben göğüslerini yalamaya başlayınca,
okşamayı bırakıp kafasını zevkten geriye
attı. Sutyenimi çıkardım. Göğüslerimi çıplak tenine
bastırarak öpüşmeye başladım. Elimi amından hiç
ayırmıyordum. O da artık şevke gelmiş,
göğüslerimi tutuyordu.
Bir ara
doğruldu ve sol göğsümü aynı şekilde yalamaya
başladı. Bu hareketi beklemiyordum ve hoşuma gitmişti. Sonra
yine öpüşmeye başladık. Bir müddet sonra biraz geriye çekilip
göbeğini öpmeye başladım, amının çevresini öptüm
yaladım, ama hiç amını yalamadım. Müthiş bir kokusu
vardı. Taze am kokusu. Yüzü pespembe olmuştu, boşalmak üzere
olduğunu anladım. Yavaş yavaş amına dil atmaya
başladım. Her dil atışımda ondan "Hiii!"
diye bir ses çıkıyordu. Sonunda emmeye başlayınca
çırpınmaya başladı. Bizim Çiçek bir gonca gül gibi
açılmıştı. Sadece, "Abla, abla, aman off, Tanrım!"
diyordu. Çok geçmeden zevk sularını ağzıma verdiğinde,
titremeye, ağlar gibi ses çıkarmaya, hatta viyaklamaya
başladı.
Yukarı,
yanına geçip sarıldım ve kendine gelmesini bekledim. Kendine
gelince de yine konuşmaya başladık. "Abla, ordaki
şeylerle ne yapıyorsun?" dedi. Ben de, "Kızım ona
strapon deniyor ve kızları onunla sikiyorum!" dedim. "Beni
de mi sikeceksin?" dedi. Ben de, "Hayır, sen bakiresin!"
dedim. "Anladım abla!" dedi. Ama merakı geçsin diye, salona geçip
straponlu bir film açtık, beraber seyrettik. Çiçek'in merakını
gidermiştim, ama benim azgınlığım gitmemişti. Elim amıma gitti, Çiçek'in dikkatli bakışları eşliğinde mastürbasyon yapıp, rahatladım. Sonra
toparlandık ve Çiçek okuluna gitti...
[Selin]
Amıma Yapılan Ağdayla Başlayan Lezbiyenliğim!
Tüm Bölümleri
|