Amıma Yapılan Ağdayla Başlayan Lezbiyenliğim! (8) (Selin 22 Y., Ankara)
Zaman su gibi
akıp geçti. Son sınıf, üniversite sınavına
hazırlık derdi ile, yaz ayındaki gibi her gün olmasa bile, ayda 2-3
kere kızlardan biri ile birlikte oluyordum. Birkaç sefer de Antalya'da
tanıdığım pizzacı kızla görüşmüştüm,
ama bir şey yapmamıştık. Bunun dışında
fırsat buldukça Aylin ile oynaşıyorduk.
Sınavlar
bitmiş, biz rahatlamış ve bir yaz günü daha gelmişti. Aylin
babasını ikna etmiş, yurtdışında bir Dil
kampına gidecekti. Ben de bizimkilere yalvarıyordum, ama nafile, izin
koparamıyordum. Devreye Özlem ablayı soktum, ama o da sonuç
alamadı. Son çare olarak, o zamanlar 32 yaşında olan, tam bir Feminist
ve babamın da tırstığı, annemin kuzenine gittim. Ben
ona Teyze derdim. Durumu anlattım, o da olmaz dedi. Yalvarıyordum,
ikimiz de ayaktaydık, ben önünde diz çöktüm, "Ne olur Teyze!"
diyordum. Sonra nasıl olduysa ona sarıldım. Kafam
bacağının arasında birkaç saniye kaldı, ama ilk defa
birinin bacak arasının parfüm, hatta çilek gibi koktuğunu farkettim.
Yalvarmam kesilmişti. Teyzem de yumuşamış, "İyi
bakalım, nerde bu kurs?" dedi.
"İki
seçenek var Teyze. İngilizce için Miami, Fransızca içinse
Paris!" dedim. Teyzem düşündü, "Aslında İngilizceni
ilerletmeni isterim, ama başına bir şey gelse, hemen gelmeye
kalksak, 10 saatte orda oluruz, onun için Fransa'ya ikna ederim sizinkileri!"
dedi. Çok sevindim, sevinçten boynuna atıldım, yanaklarını
öpüyordum şapur şupur, bilerek dudağına da
yanlışlıkla olmuş gibi öpücük kondurdum. "Dur kız
ıslattın suratımı hep!" dedi beni biraz iteledi.
Tuhaftır dudağında da çilek tadı vardı. Kadın
çilek tarlası mübarek dedim içimden.
Akşam Teyzem
bize geldi, yenildi içildi. Sonra bana döndü, sabah dediğini söyledi,
"Demek dil kursuna gitmek istiyorsun? Aslında İngilizceni
ilerletmeni isterim, ama başına bir şey gelse hemen gelmeye
kalksak 10 saatte orda oluruz, onun için Fransa'ya git! Ben de bir haftasonu
gelirim, ziyaret ederim seni!" dedi. Babamdan tık çıkmadı.
Babam rakısından epey bir yudum aldıktan sonra, "Çok
masraflı bir iş, gönderemeyiz!" dedi. Teyzem sordu, "Kaç
lira bu bütün yaz?" dedi. Halbuki ben bir ay gitmek istiyordum.
"Aylık 3.500 Euro yapıyor!" dedim. Teyzem, "Türk
parası söyle kızım!" dedi. Ben de söyledim. Teyzem
çantasından çek defterini çıkardı. Annem olmaz falan dese de, Teyzem
çeki yazdı, bana verdi. Verirken de, "Bak Hukuku kazanıp, benim
yanımda çalışacaksın, bunu borç yazıyorum!" dedi.
"Tamam Teyze!" dedim sarıldım, o da bana sarıldı.
Çok sevinçliydim,
hemen odama geçip Aylin'i aradım. Fransa'ya gideceğimi söyledim. O da,
"Ben de babamla konuşayım, ben de Fransa'ya gideyim!" dedi.
Yarım saat sonra aradı, okulun ismini kararlaştırdık.
Baktım Teyzem çeke benim ismimi yazmış ve gerekli olan
rakamın iki katı para vardı. Akşam Teyzem benimle aynı
odada yattı. Çok içtiğinden ve geç olduğundan annem
göndermemişti. Tekrar teşekkür ettim, paranın fazla
olduğunu söyledim. "Biliyorum, oraya kız çocuğu
parasız gitmez, çaktırma, sizinkilere bir şey söyleme!"
dedi.
Çok mutluydum.
Dersler iki haftaya başlıyordu, vize pasaport v.s gibi işlemleri
yoğun tempoda hallettik, hazırlığımızı
yaptık. Orada giymek için alışveriş yapmadım, ne de
olsa modanın kalbine gidiyordum. Bizimkilere çaktırmadan Straponumu
da koymuştum valizime. Aylinle uçağa bindiğimizde ikimiz de
heyecanlıydık. Fransa'ya indiğimizde havaalanında okulun
temsilcileri karşıladı bizi. Okulun yurduna gittik.
Odamızın 3 kişilik olması canımızı
sıkmıştı. Biz 2 kişilik oda istemiştik. Durumu idarecilere
ilettik, onlar da bize, iki haftalığına 3 kişi
kalacağımızı, daha sonra 2 kişilik odaya geçeceğimizi,
bize bunun için ücret iadesi yapacaklarını söylediler. Bizim için
hava hoştu, artı para geliyordu cebimize.
Odamıza
çıkarken, koridorda üzerinde havlu ile gezen sarışın bir
afet gördüm. Aylini dürtüm. Ayline gösterirken, görevli kadın gördü,
"Maalesef dörtlü odaların banyosu ortak genel banyo. O
arkadaşlar orada yıkanıyor!" dedi. Biz odamıza girdik.
Odada bir kız daha vardı, bizi tanıştırdılar.
Kendisi Rus'muş ve bu kursa geçen sene de gelmiş. İsmi
Nadia'ydı. Nadia bizim yaşlarda, sarışın, boyu rahat 1.80
olan, düzgün fizikli, hafif etli dudaklı, renkli gözlü bir hatundu.
Kadın gittikten sonra hem Nadia ile okul ve çevre hakkında bilgi
alıyor, hem yerleşiyor, hem de onu tanımaya
çalışıyorduk. Yemek yenilecek ucuz ve en iyi yeri
öğrenmiştik. Üçümüz birlikte çıktık, yemek yedik.
Yakınlarda
sauna sordum, Metro ile gidilecek yerde olduğunu söyledi. Masaj
yaptıracaktım. Bana kendisinin masaj eğitimi
aldığını, isterse masaj yapabileceğini söyledi. Ben de
teşekkür ettim. Nadia oraya da bizi götürdü, gittiğimiz yerleri
haritada işaretliyordum hep, bir daha yalnız geleyim diye. Saunaya
gittik, son derece kalite bir yerdi. İnfocu kadın bizi
karşıladı. Nadia ile samimiydiler, Nadia'nın
arkadaşıymış, bize indirimli yardımcı
olacaktı. Soyunma odasına üzerimizi değiştirdik. Göz ucu
ile Nadia'ya baktım pürüzsüz bir teni vardı. Saunaya geçtik.
Kapısında bir kadın vardı, elinde cetvel gibi bir sopa
vardı, anlam veremedim. Nadia, "Havlunuzu açmanızı istiyor,
bacak aranızda mantar var mı bakacak!" dedi, kendisi kadına
gösterdi ve bizi bekledi. Birkaç saniye tereddütten sonra ben ve Aylin de gösterdik,
geçtik.
Buradaki saunalar
bizdeki gibi değildi, isterseniz saunayı kendinize özel belli bir
süreliğine kiralıyordunuz, ama biz genel girişi seçtik, gereksiz
para harcamayalım diye. İçeri girdiğimizde, içeride dört
kadın, iki erkek vardı. Kadınlardan ikisi ile erkekler
yaşlıydı. Kadınların üst kısmı
çıplaktı. Genç olan kızlardan biri ise tamamen çıplak
oturmuş, fakat amı gözükmüyordu. Diğer genç kız ise String
giymişti. Yaşlılar kendi aralarında konuşurken (Cap
d'Agde) diye bir yerden bahsettiler, insanlar sokakta bile
çıplakmış. Ayline, "Gidelim mi?" dedim. Aylin, "Gidelim,
ama biz giyinik olalım!" dedi, ben de olur dedim. Nadia'ya sorduk,
"Bu Cap d'Agde nerde?" diye. Gülümsedi, "Uzak! Hızlı
trenle 5 saat!" dedi. "Haftasonu için bilet alalım o
zaman!" dedim. O da, "Tamam gideriz, akşam internetten yerimizi ayırtalım!"
dedi. İçimden, (Ne yerimizi ya? Sen niye geliyorsun, seni davet mi ettik?)
dedim.
Saunadan sonra
masaja geçtik. İki bayan masaj yapacaktı bana. Filipinli mi,
Taylandlı mı, oradan bir yerdendiler. Ben odaya girdim, birden
üzerimdeki havluyu aldılar. Afallamış kalmıştım
çırılçıplak karşılarında. Onlar hiç istifini
bozmadan masaj yatağına yatırdılar beni. Ürpermiştim,
kendimi kurbanlık koyun gibi hissettim. Masaja başladılar, en
ufak bir cinsel dokunuş yoktu. Belimden akan yağın etkisi beni
gıdıklıyordu, o kadar. Sonra ters çevirdiler, yine masajda en
ufak bir cinsellik yok ve masaj bitti çıktılar. Kızlarla
çıkıp yurda gittik. Yol yorgunuyduk, masajın üstüne Aylin ile
ben iki saat uyuduk. Kalktık, Cap d'Agde
rezervasyonlarımızı yaptık. Çok pahalıya
gelmişti. Akşam Nadianın rehberliğinde gezdik, yedik içtik,
bir şişede şarap aldık. Odaya geçtik, şarabımızı
açtık, sohbet ettik, kaynaştık.
Dersler başlayınca aynı tempoda geziyorduk.
Artık Nadia'nın olmasından sıkılmıyordum, ama tek
derdim geleli nerdeyse bir hafta, Aylinin adeti biteli de
2 gün olacaktı ve daha Aylin ile sevişememiştik. Cuma günü
kalktığımda belimde ve sırtımda ağrı vardı,
üstüm açılmış, klimanın etkisi ile de tutulmuştum.
Yerimden zor doğruldum. Nadia halimi görünce, "Dur masaj
yapayım!" dedi. Belime, sırtıma masaj yaptı,
rahatlamıştım. "Bu seni birkaç saat idare eder, öğlen
arası uzunca bir masaj yaparım, kendine gelirsin o zaman!" dedi.
Kahvaltı yapıp derse indik. Dersten sonra Aylin yemeğe gitti,
ben de Nadia ile odaya çıktım.
Ilık bir
duş aldım, havluya sarınmış bir şekilde
çıktım. Nadia da yatağı hazırlamış, kremler
falan koymuştu komodinin üstüne. Havluyu üzerimden aldı ve göz ucuyla
beni süzdü. Ben yatağa yattım. Masaja başladı belime. O
kadar iyi masaj yapıyordu ki, bacaklarım, baldırlarım, her
yerimi iyice ovmuştu. Bir saate yakındır kulunçlarımı
açıyordu ve rahatsız olmayayım diye klimayı da açmadığından
terlemişti. Üzerine giydiği body ve altındaki şort dahi
sırılsıklam olmuştu. "Rahat olacaksan çıkar
üstündekileri!" dedim. "Rahatsız olmazmısın?"
dedi. "Neden olayım?" dedim, teşekkür etti. Ben sadece
tişörtü ve şortu çıkaracak diye beklerken, o
çırılçıplak kalmıştı.
Şaşırdığımı anlamıştı, bana, "Nasıl
olsa olsa Cap d'Agde'da göreceksin, onun için rahatım!" dedi.
Masaj bu sefer
biraz farklı geldi bana, yada tahrik olduğumdan da olabilirdi.
Kalçamda dairesel hareketlerle masaj yapıyordu. Deliriyordum, ama belli
etmiyordum, ama amım yalan söylemezdi, ıslanmıştı. Bana,
"Erkek arkadaşın yok sanırım?" dedi. Ben de, "Gerek
yok!" dedim. "Anladım seni, sen de bendensin!" dedi. "Nasıl?"
dedim. "Ben biseksüelim!" dedi. Ben bunun üzerine, "Yok, ben
lezbiyenim!" dedim. "Sevindim!" dedi. Aylini sordu, "O da
lezbiyen!" dedim. Bu arada masajını bitirmişti, kalçama
şaplak attı, "Kalk bakalım, geçmiş olsun!" dedi.
Kalkınca
şaşırmıştım, ben sevişiriz diye
beklemiştim. Yatağa oturdum, geldi yanıma oturdu,
çırılçıplak yanyanaydık. "Sigara içebilir miyim?"
dedi. İçtiğini bilmiyordum, "Olur!" dedim. Çantasından
sigarasını alırken hafif eğildi, ister istemez
kayısı görünümlü amına gözüm kaydı. Aynadan beni gördü ve
gülümsedi, "Fırsatı kaçırmıyorsun!" dedi. Ben de,
"Açıktaki göte herkes bakar!" dedim, kahkahayı bastık.
Sigarasından bir nefes aldı bana uzattı. Bir nefes de ben çektim
ona verdim. Bana, "Sigara böyle pahalı oldu, tasarruf yapalım,
bir nefesi beraber kullanalım!" dedi. Şaşırdım, "Nasıl?"
dedim. "Ben bir nefes alacağım, sen ağzını
açacaksın, aldığım sigara dumanını
ağzına üfleyeceğim!" dedi. Heyecanlı gözüküyordu, "Tamam!"
dedim.
Sigaradan bir
nefes aldı, dudağıma yanaştırdı,
ağzımı açtı, dudakları değmek ile değmemek
arasında dumanı ağzıma üfledi. Müthiş tahrik
olmuştum. Bir iki kere böyle yaptık, resmen sular seller akıyordu
bende. Sigara bitince, "Yat bakalım, masajı bitirelim!"
dedi. "Ben bitti sanıyordum?" dedim. "Vücudun dinlenmesini
bekledik, şimdi devam edeceğiz!" dedi. Yattım yüz üstü.
Kalçalarıma yağı sürdü, yoğurmaya başladı.
Kalçalarımı iyice ayırıp, şeftalime ve arka
deliğime bakıyordu. Baş parmağını arka
deliğimde gezdiriyordu. Elimde olmadan kalçamı havaya dikmiştim.
Kalçama hafifçe tokat attı, "İndir aşağıya!"
diye. Kalçamı iyice yoğuruyor, iyice şişen amımın
dudakları ile baldırım arasındaki kısma baskı
uyguluyordu. Bir bütün olarak kalçama daireler çiziyordu. Yağdan iyice
kalçalarıma döktü, masaj yaparken öyle bir yoğruyor, öyle bir
kalçalarımı açıyordu ki, anlatamam.
Bir süre sonra am
dudaklarımı birbirine sürtmeye başladı, artık
boşalmak üzereydim. "Dur!" dedim sessizce ve Türkçe. Tabi
anlamadı. Şimdi elleri hoyratça amımda ve götümün deliğinde
geziyordu. Daha fazla yağ boşaltıyordu, artık kendimi
kaybetmiştim. Tutuyordum kendimi boşalmamak için. Zevkten gözlerimi
açamıyordum. Amımın iyice şişmiş
dudaklarını ayırıp bırakıyordu. Dayanamadım
artık, bir hamlede döndüm ve dudaklarına yapıştım.
Deli gibi öpüşüyorduk. Neresini bulursam mıncıklıyordum. O
esnada biraz soluklanır gibi olduk, bana, "Duşa girelim,
temizlenelim!" dedi. Sözünü ikiletmeden elinden tuttuğum gibi
duşa götürdüm.
İçeri girince
çişim geldi, çişimi yapmak için klozete oturdum. O da gelip benim
dudaklarımı öpüp göğüslerimi okşuyordu. Bu halde
çişimi yapmak oldukça zor oldu. Kalktığımda, o da küvetin
henarına oturmuştu. Amına okkalı bir tükürük atıp
parmakladım. Dar ve sıcacık amı parmağıma masaj
yapıyordu. Derin derin nefes alıp bana bakıyordu. Yine
öpüşmeye başladık. Kalın am dudakları avcumu
dolduruyordu. Hayatımdaki en iyi öpüşen kızla birlikteydim.
Göğüslerini ağzıma aldım, terden tuzlanmış
göğüslerini emiyordum. O da göğüslerini alttan tutmuş, emmeme
yardımcı oluyordu.
Duşun
altına girmeye karar verdik. Suyu açtım ve birlikte suyun altına
girdik. Bir güzel okşayarak öpüşerek sabunlandık ve
terlerimizden ve yağlarımızdan arındık. Suyun
altında öpüşmeye ve birbirimizi okşamaya devam ediyorduk.
Küvetin kenarına oturttum yine onu, bacaklarını
ayırdım ve tatlı sulu amını yalamaya
başladım. Zevkten sessiz sesiz inliyordu. Onu boşalttıktan
sonra sıra bendeydi, ama banyo rahatsız olduğundan içeri geçelim
dedik. İçeri girince yatakta Aylin'in oturduğunu gördük. Bir anda
panikledik. Sadece ben, "Aylin!" diyebildim. Aylin, "İşiniz
bitine kadar bekledim!" dedi. Ben de, "Gelseydin içeriye, hem daha işimiz
bitmedi, hadi soyun!" dedim. Aylin biraz surat asıp, naz yapsada,
eğilip onu öpmeye başlayınca moda girdi hemen.
Ben Aylini öperken
arkam Nadia'ya dönük olunca, o da amıma ve götüme yumuldu. Bu yabancı
hatunlar yalamayı biliyordu. Fionadan sonra Nadia'yı
tanıdım, inanın Nadia daha iyi yalıyordu. Nefesini
amımda hissetmek bile ayrı zevkti. Ben bu arada Aylini
çırılçıplak soymuştum. Ben de Aylin'i yatırıp
amını yalamaya başladım. Ellerini saçlarımın
arasında gezdirip, kafamı daha bir şehvetle
bastırıyordu. Çok geçmeden zevk sularımı Nadia'nın
ağzına vermiştim, o da tek zerresini heder etmeden emdi bitirdi
ve Aylini yalamama yardım etmeye başladı. Aylinin
göğüslerinin dudaklarının ifadesini alıyordu. Ben
amının aşağı tarafına inince, o da üst
tarafını emmeye başlıyordu.
Bu duruma Aylin
daha fazla dayanamadı ve boşaldı. Nadia bir sigara yaktı,
içip bana verdi, ben içtim Ayline verdim, böyle aramızda orgazm
sigarasını dolaştırdık. Aylin bize, "Ya ben
unuttum, trenle gitmemize gerek yok, tren uzun sürüyor, ben öğrendim
Montpellier'e uçakla gidip, oradan da yarım saate Cap d'Agde'e
gidebiliyoruz!" dedi. Sevindik. O gün başka bir atraksiyon
olmadı.
Sabah erkenden
kalkıp 05:50'deki uçağımıza bindik. Montpellier'den sonra
kısa bir yolculukla kalacağımız otele vardık. Tesis
kocaman bir C
şeklinde bir yerdi. Gitmeden önce şehir ile ilgili bazı şeyler okumuştuk, bizi heyecanlandırıyordu.
Bankada, markette, sokakta çırılçıplaktın. Enteresan
olacaktı...
[Selin]
Amıma Yapılan Ağdayla Başlayan Lezbiyenliğim!
Tüm Bölümleri
|